AHEF'ten Sağlıkta Şiddet Yasa Tasarısına Tepki

               AK Parti Milletvekilleri tarafından hazırlanan Sağlıkla ilgili kanun teklifinin TBMM'ye sunulduğunu öğrendik. Bu teklifin maddeleri arasında Aile Hekimliği Uygulaması ve Sağlıkta Şiddet ile ilgili maddelere bakıldığında;

                24. Madde'nin “Sağlıkta Şiddet”e yönelik olarak hazırlandığı anlaşılmaktadır. Ancak bu Kanun teklifi, sağlıkta şiddeti KESİNLİKLE önleyecek nitelikte olmayıp, ayrıca hekim meslektaşlarımızın beklentisini karşılamaktan da çok uzaktır.

                Kamuoyunca malum olduğu üzere federasyonumuz ve ülke çapındaki sağlıkla ilgili tüm diğer stk’lar uzunca bir süredir sağlıkta şiddetle ilgili yasal düzenleme taleplerini en yüksek perdeden dile getirmektedirler. Ne yazık ki bizim bu uzun itiraz sürecimiz boyunca da meslektaşlarımız hakarete uğramaya, dövülmeye ve hatta öldürülmeye devam edildi, ediliyor.Her sabah eline aldığı gazeteyi didik didik edip sağlıkta şiddetle ilgili olumlu bir gelişme arayan binlerce arkadaşımız var. Binlercesinin gözü ekranların altındaki son dakika haberlerindeydi.Ta ki o beklenen haber ajanslara düşene kadar. Sağlıkta şiddetle ilgili yasa teklifi verildiği son dakika haberi olarak yansıdı. Biz de AHEF olarak büyük bir heyecanla taslak metni okumaya koyulduk. Uzunca bir metni heyecanla, üşenmeden sonuna kadar okuduk. Ancak biz o altyazılarda geçen sağlıkta şiddetle ilgili herhangi bir ifadeye rastlamadık.

                Bizler herhangi bir yasa teklifinin kamuoyuna şirin görünmek maksadıyla içeriği alakasız da olsa pozitif algı yaratacak şekilde servis edilmesine zaten alışığız. Ancak sağlıkta şiddet yasası diye kamuoyu ile paylaşılan teklifin bazı maddelerinin bizatihi kendisinin sağlıkta şiddete sebep olabilecek nitelikte olması inanılır gibi değil. Bu kadarını gerçekten beklemiyorduk. Sağlık alanında yapılacak olan bir yığın düzenleme bu teklifle beraber sağlıkta şiddet üst başlığı altında toplanıp; bizim taleplerimizle hiçbir bağlantısı olmayan düzenlemelerin bu şekilde kanunlaştırılması vicdanlara sığıyorsa eğer; bizler hekim olarak açıkça ifade edebiliriz ki tıbben bu vicdanlar ölmüştür. Halihazırda anayasal güvence altında olması gereken can güvenliğimiz için neden bu kadar talepkar olmamız gerektiğine bile anlam verememişken, işbu taleplerin bakanlığın menfaatleri doğrultusunda kullanılıyor olması acı vericidir. On binlerce hekimin zekasıyla alay edilme teşebbüsü acı vericidir. Onlarca sağlık şehidimizin bırakınız manevi şahsiyetlerini kısmen de olsa rahat ettirecek bir girişimde bulunmayı, onları bile bile kullanıyor olmak ayıptır. Bu vesileyle TBMM gündeminde olan yasa teklifini yetersiz buluyor ve şiddeti önleyici yasal önlemler alınması gerektiğini bir kez daha belirtiyoruz. Bu amaçla TBMM ve Sağlık Bakanlığına gönderdiğimiz yasa teklifinin dikkate alınmasını istiyoruz.

                Özetle bırakınız tasarının sağlıkta şiddetle ilgili bir yasal düzenleme olmasını; bizler açısından haber değeri bile taşımayacak kadar niteliksiz bir teklif sunulmaktadır.

                30. Madde'nin Aile Hekimliği ile ilgili olduğu ve “sağlık hizmet planlamasına uygun olarak Sağlık Bakanlığı kişilerin aile hekimini değiştirebilir” hükmünün teklif edildiği tespit edilmiştir. Bu hüküm, aile hekimliği uygulamasının ana ilkelerinden olan kişilerin aile hekimini seçme özgürlüğünü ortadan kaldırmaktadır. Bu durum aynı zamanda sistemin özerkliğine darbe vuracak nitelikte olup illerdeki farklı uygulamalar nedeni ile kaosa neden olacak ve iş barışını da olumsuz etkileyecektir. Yeni sıfır nüfuslu birimler açılması nedeni ile aile hekimlerinin geliri en az %20-40 azalmış ve azalmaya da devam etmektedir. Aile hekimleri ve aile sağlığı elemanlarının nüfus azalmasından dolayı oluşan ücret, hak kaybı giderilmeden BU HÜKMÜ AİLE HEKİMLİĞİ ÇALIŞANLARININ KABUL ETMESİ MÜMKÜN DEĞİLDİR.

                Bizler görevimiz başında ölsek dahi, tıpkı atalarımız gibi bu memleketin çıkarları doğrultusunda bu memleket için çalışmayı bir şeref sayıp yolumuza devam edeceğiz. Yarın yine meydanlara çıkacağız. Meslek onurumuzla ilgili hak arayışımız aynı hızıyla, aynı tazeliğiyle devam edecek. Ancak mevcut teklifin bu hali ile yasalaşması durumunda, emeği geçenleri tarih asla affetmeyecek.

                Kamuoyunun bilgisine saygıyla sunarız.

 

AHEF YÖNETİM KURULU BAŞKANI

             Dr. H. ŞENOL ATAKAN            


PAYLAŞ: