Meslektaşımızın Göreve İadesini İstiyoruz

MESLEKTAŞIMIZIN GÖREVE İADESİNİ İSTİYORUZ

AHEF (Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu) ve AHEF üyesi Giresun Aile Hekimleri Derneği tarafından, Giresun' da yaşanan "hasta gelmeden ilaç yazdırma "olayı sonrası meydana gelen üzücü olaylar sonucu, açığa alınan aile hekimi Dr. Özlem YAĞDIRAN' ın göreve iade edilmesi ve can güvenliğinin sağlanması için basın açıklaması düzenlendi.

Basın açıklamasına AHEF adına AHEF Genel Sekreteri Dr. Hakan UZUN, AHEF Yönetim Kurulu Üyeleri Dr. M. Tamer KARAARSLAN, Dr. M. Ümit IŞILDAK, Dr. Mustafa IŞIKLI katıldı. Giresun Aile Hekimleri Derneği Başkanı Dr. Servet CEBECİ' nin ev sahipliğinde yapılan basın açıklamasına Türkiye' nin dört bir yanından gelen AHEF' e üye olan il derneklerinin başkanları, yöneticileri ve üyeleri de katıldı. (Trabzon, Adana, Giresun, Ordu, Samsun, Kayseri, Van, Şanlıurfa) Ayrıca basın açıklamasına TAHUD adına Uzm. Dr. Ruşen TOPALLI, Türkiye Jinekolojik Obstetri Derneği adına Uzm. Dr. Melahat ATASEVER, Türk-Alman Sağlık Köprüsü Eğitim Derneği adına Uzm. Dr. Metin ÖZYURT, Ordu Tabip Odası temsilcileri, Türk-Sağlık Sen, Sağlık-SEN ve SES temsilcileri de katıldı.

Basın açıklamasında ilk sözü Giresun Aile Hekimleri Derneği Başkanı Dr. Servet CEBECİ alarak şunları söyledi.

"23 Temmuz günü sabahı Giresun Merkez 15 Temmuz Şehitler Aile Sağlığı Merkezi'ne, eşine ilaç yazdırmak için gelen Yusuf Topal'in, kendisine hasta olmadan ilaç yazılamayacağı açıklanması, çözüm yolları gösterilmesine rağmen bu açıklamaları dinlemeyip bağırması, hekimin masasını yumruklaması, diğer hastaların huzurunu bozması ve hizmeti engellemesi nedeniyle polis çağrılmak zorunda kalınmıştır. Şahsın gelen polislerin uzun süren ikna çabalarına uymaması ve direnmesi sonucu, polis tarafından zor kullanılarak göz altına alınmak zorunda kalınmıştır. Şahıs adli muayene için hastaneye götürülürken, hastaneye gelindiğinde fenalaşmış, acilde müdahale edilen Yusuf Topal ertesi gün vefat etmiştir. Olay olduğu anda yargıya intikal etmiş, polisler hakkında soruşturma başlatılmış ve durum netleşinceye kadar iki polis memuru açığa alınmıştır.

Olayın 28 Temmuz Cumartesi günü ulusal medyaya tek taraflı olarak yansıması sonucu, yurt çapında infiale yol açmış ve gerek hekim arkadaşımız nezdinde tüm sağlık çalışanlarına, gerekse polis memurlarına yönelik sosyal medyada bir linç kampanyası başlatılmıştır. Kamuoyunda oluşan baskılara direnemeyen Sağlık Bakanlığı sonunda haksız bir biçimde doktor arkadaşımızın sözleşmesini iki ay süre ile askıya almıştır.

Hekim arkadaşımız olayda birçok meslektaşımızın davranacağı biçimde, kurallara uygun şekilde davranmış olduğu halde medya olayı tek taraflı olarak ele almış; Yine çeşitli sosyal medya organlarında hekim arkadaşımız ve onun nezdinde tüm sağlık çalışanlarına birikmiş kinler kusulmuş, hakaretler, küfürler, tehditler savrulmuştur. Hekim camiasında da karşı bir infial oluşmuş ve sonuçta halkımızla sağlık camiası arasında onarılması güç bir ayrışma meydana gelmiştir. Sağlık çalışanlarına şiddetin gündemde olduğu, son haftalarda artan örneklerinin yaşandığı bir ortamda, bu olayda da bir hekime şiddet söz konusu iken birden aynı şiddet bu kez sosyal medyada, dijital şiddete dönüşmüştür. Bunların suç teşkil edenleri ile ilgili gereken işlemler yapılmaktadır.

Durumu hekimler açısından özetlemek ve medyada yer alan bazı yanlışları düzeltmek adına bu açıklamayı düzenlemiş bulunuyoruz:

  1. Olayda Yusuf Topal, yanında olmayan eşine ilaç yazdırmak istemektedir. Kişinin kendisi bizzat gelmeden herhangi bir işlem yapılması suç kabul edilmektedir. Devleti zarar uğratmak, evrakta sahtecilik olarak değerlendirilmektedir. Bu şekilde soruşturma geçiren, zararı karşılaması istenen, ceza davalarına maruz kalan çok sayıda meslektaşımız bulunmaktadır. Yani hekimin bu talebi geri çevirmesi olması gereken bir davranış, aksi ise suçtur.
  1. Medyada, kişinin evde bakım hizmeti kararının uygulanması için geldiği gibi bir ifade yer almaktadır. Oysa kişi böyle bir taleple gelmemiştir. Hastanın yatağa bağımlı olması durumunda bu şekilde hizmet alabileceği hekim arkadaşımız tarafından Yusuf Topal'a orada önerilmiştir. Şahsın elinde, başvurusu sırasında, iddia edildiği gibi rapor olmadığı gibi, böyle bir rapor bulunsaydı bile bunun uygulayıcısı aile hekimi, hele olayımızda olduğu gibi, kişinin kayıtlı dahi olmadığı bir aile hekimi değildir.
  1. Hastanın hekime hakaret etmesi sonucu beyaz kod verildiği bilgisi yine medyada yer alan bir bilgidir. Bilgi yanlış olmasa da eksiktir ve kamuoyunda yaşlı adam hakaret etse ne olur, hekim bunu sineye çekmeliydi şeklinde tartışmalara yol açmıştır. Öncelikle, Yusuf Topal bağırarak hekimin üzerine yürümüş, masasını yumruklamış, bastonuyla ciddi bir tehdit oluşturmuştur. Hadi bunu da geçelim, muayene odasında yere oturarak hizmetin devamını da engellemiştir. Bu durumda diğer hastaların da haklarını korumak için polis çağırmak tek seçenektir. Beyaz Kod ise Sağlık Bakanlığının olaya müdahil olmasını sağlamak üzere daha sonra (aynı gün öğleden sonra) verilmiştir.
  1. Medyada yer alan ifade doğru ise, hasta yakını sanki oradaymış, olanları görmüş gibi hekimin fevri davrandığı, yol göstermediği, izah etmediği iddiasında bulunmaktadır. Oysa olayın sonunda da açığa çıkacağı gibi, hekim çözüm yollarını göstermiş, izahta bulunmuş ama Yusuf Topal bunları dinlemek yerine, diğer hastalara hizmet verilmesine engel oluşturacak şekilde davranmıştır. Hizmetin engellenmesi durumunda doktor polis çağırmasa kendisinin suçlanma ihtimali doğacak belki de şikayet edilecekti.
  1. Ailenin akrabası ve avukatı olarak medyada yer alan şahsın ifadesine bakılırsa haksız yere hekimi görevi kötüye kullanmakla suçlamıştır. Bu suçlama için ayrıca yasal yollara başvurulacaktır. Bir hukuk mesleği mensubunun bunun tersi olsaydı, hekim usulsüz isteği yerine getirseydi ya da polis çağırmayıp orada hizmetin engellenmesine göz yumsaydı görevi kötüye kullanmakla suçlanabileceğini bilmesi, hekimi adını ifşa ederek, haksız tepkilerin odağı haline getirmemesi gerekirdi.

Olayın temelinde yatan sorun ve bundan sonra bu tür olaylar yaşanmaması için yapılması gerekenleri de ifade edersek belki bu üzücü durum olumlu bir gelişmeye vesile olur:

Ülkemiz dünyanın en gelişmiş ilaç takip sistemine ve en yüksek elektronik reçete kullanım oranına sahiptir. Hekimlere son kullanma tarihini kendi belirleyeceği ve o zamana kadar yeniden kullanılabilecek reçete yazma hakkı verilmesi gereklidir. Bu durumda hasta yeniden kontrol zamanı gelinceye kadar ilacı bittikçe eczanelerden alabilir ve sırf ilacı yazdırmak için konuyla ilgisi olmayan, tedavi planlama sürecine müdahil olmamış, bir başka hekime gidip ilacı yazdırmak durumunda kalmaz. Hem hekim hem de hastanın/hasta yakının zamanını boşa harcayan, bu tür tatsız olaylara, istenmeyen sonuçlara yol açan usulsüz isteklere de engel olunmuş olur. Mevcut alt yapı hayatı zorlaştırmak için değil kolaylaştırmak için kullanılmalıdır.

Bu vesileyle yaşananlar sonucu hayatını kaybeden Yusuf Topal'a Allah'tan rahmet yakınlarına sabır diliyoruz. Haksız ve hukuksuz yere sözleşmesi askıya alınan arkadaşımızın bir an önce görevine iadesini istiyoruz." dedi

Basın açıklamasına AHEF adına katılan, AHEF Genel Sekreter Dr. Hakan UZUN şunları söyledi.

"Basın açıklamamıza geçmeden önce Hakkari Yüksekova' da askerimizin eşi ve 11 aylık yavrusunu şehit eden terörü lanetliyoruz ve milletimize başsağlığı diliyoruz.

23 Temmuz 2018 tarihinde yaşanan üzüntü verici olayda vefat eden vatandaşımıza Allah'tan rahmet, yakınlarına baş sağlığı dileyerek basın açıklamamıza başlıyoruz.

Meslektaşımız Kanun Ve Yönetmeliklere Uygun Hareket Etmiştir.

Sağlık Bakanlığı kuralları ve Sosyal Güvenlik Kurumunun Sağlık Uygulama Tebliği'nde açık ve net olarak hastanın kendisinin başvurmadığı durumlarda, hasta muayene edilmeden reçete yazılması SUÇ sayılarak işlem yapılacağı ve olayın mahkemelere intikal ettireceği bildirilmiştir. Şu anda bu şekilde hastasını görmeden, muayene etmeden reçete tanzim eden hekimler hakkında, Bakanlığımız işlem yaptığı ve SGK tarafından mahkemelerde açılan davalar devam etmekte, sonuçlanan bazı davalarda ise hekimler ceza almış bulunmaktadır. Sonuç olarak meslektaşımız görmediği ve muayene etmediği hasta için reçete tanzim etmeyerek kurallara uygun hareket etmiştir.

Basında çıkan haberlerin birçoğu doğruyu yansıtmamaktadır.

İstanbul'da yaşayan ve İstanbul'da bir aile hekimine kayıtlı olan hastanın, misafir olarak geldiği Giresun'da evde sağlık hizmeti alabilmesi için, hastanelere bağlı evde sağlık hizmetleri birimine başvurması ve 444 38 33 nolu telefonu arayarak evde sağlık hizmeti alabileceği mevzuatlarda açık ve net olarak yazmaktadır. Bunun dışında misafir olarak gelen vatandaşlara aile hekimleri tarafından evde sağlık hizmeti verme görevi bulunmamaktadır.

Meslektaşımız, USULSUZ isteklerde bulunan vatandaşımızı doğru bilgilendirerek, mevzuatlara uygun davranmıştır.

Meslektaşımız tüm kanun ve yönetmeliklere uygun davranmasına rağmen, hasta yakını ilaçlarının yazılmasını ısrarla istemiş, meslektaşımızın masasını yumruklayarak ve poliklinik odasında yere oturarak sağlık hizmetinin verilmesini engellemiştir.

Hasta yakınının, aile sağlığı merkezinde sağlık hizmeti verilmesini engellemesi ve elindeki bastonuyla etrafa saldırması nedeniyle meslektaşımız diğer hastaların sağlık hizmeti almasını engelleyen hasta yakınının aile sağlığı merkezinden uzaklaştırılması ve sağlık hizmetinin devamını sağlayabilmek için güvenlik görevlilerini aile sağlığı merkezine davet etmiştir. Gelen güvenlik görevlileri de bastonu ile etrafa saldıran ve sağlık hizmeti verilmesini engelleyen hasta yakınını aile sağlığı merkezinden uzaklaştırmıştır.

Etrafa bastonuyla saldıran ve aile sağlığı merkezinde sağlık hizmeti verilmesini engelleyen hasta yakınını, iki polis memuru ve oradaki diğer hastalar güç bela aile sağlığı merkezi dışına çıkartabilmiştir. Bu kadar kuvvetli direnç gösteren vatandaşın aile sağlığı merkezi içinde kalp krizi geçirdi iddiası da tamamen asılsızdır. Vatandaşın ölüm sebebi ancak yapılacak otopsi ile belirlenebilir.

Anlatmaya çalıştığımız gerekçelerden dolayı, meslektaşımızın hiçbir suçu olmadığı halde ve sadece belirlenen kuralları uygulaması nedeniyle Sağlık Bakanlığı tarafından açığa alınması doğru değildir, yapılan bu işlemi uygun bulmuyoruz.

Bu uygulama sadece aile hekimlerini değil, tüm sağlık çalışanları huzursuz etmiştir.

Bu haksız uygulamanın bir an önce telafi edilerek, meslektaşımızın görevine iadesini ve sosyal medya aracılığıyla yapılan linç girişimleri nedeniyle meslektaşımızın can güvenliğinin sağlanmasını talep ediyoruz." dedi.

Basın açıklamasında sonra AHEF Yönetim Kurulu Üyeleri ve AHEF' e bağlı il dernek yöneticileri, Sağlık Bakanlığı tarafından haksız yere açığa alınan Dr. Özlem YAĞDIRAN' ı ziyaret ederek, kendisine sonuna kadar destek olacaklarını ifade ettiler. AHEF Yönetim Kurulu Üyesi ve AHEF Hukuk ve Mevzuat Komisyonu Koordinatörü Dr. M. Ümit IŞILDAK, yaptığı açıklamada "AHEF olarak AHEF Hukuk Müşavirimiz kanalıyla doktor hanımın avukatlığını üstlendiklerini ve sonuna kadar doktor hanımın yanında olacaklarını ve bu davanın takipçisi olacaklarını " söyledi.

                       

Giresun' da yapılan basın açıklamasının dışında, Türkiye'nin dört bir yanında AHEF' e bağlı il dernekleri tarafından haksız yere açığa alınan Dr. Özlem YAĞDIRAN' a destek için basın açıklamaları yapılarak, olayları çarpıtanlara karşı, kamuoyuna doğru ve gerçek bilgilendirme yapıldı.

 

 

 

               

PAYLAŞ: