Şiddet ve geldiğimiz nokta

ŞİDDET VE GELDİĞİMİZ NOKTA..!

Güç ve baskı uygulayarak, karsı tarafta bulunan canlı veya cansız varlıkların zarar görmesini bilinçli olarak isteme durumudur, Şiddet...

Artık şiddet, sağlık çalışanlarının meslek hayatlarının o kadar çok içindedir ki, söküp atmaya uğraşmak için yine şiddete başvurmak gerekebilir noktasına hızla ilerliyoruz. Fiziksel, sözlü (küfür, darp, yaralama,hakaret vb),  psikolojik, yaşam alanını ve bireysel özgürlükleri kısıtlamaya yönelik davranışların tümü şiddetin çeşitlerinden bazılarıdır.Şöyle bir düşünün o halde yukarıdaki tanım gereği günlük pratiğimizde ne kadar çok şiddete maruz kalıyoruz aslında.Hem alttan hem üstten, arada sıkışıyoruz, daralıyoruz, bunalıyoruz artık.Ve yeter artık, yeter diyoruz…!

 Şiddetin amacı, çoğunlukla karşı taraf üzerinde üstünlük kurmak veya bazı menfi durumların kazanılmasıdır. Sağlık alanı ile ilgili başka birçok amaç da sayabiliriz. Şiddeti haz için yapanlar da yok değil artık günümüzde. Bu bağlamda sadece biz hekimlere değil, kadına, çocuğa, hayvana, bitkiye, kendinden daha zayıf olana karşı yapılan şiddetin aldığı boyutları da düşünmemiz gerekir.

İşte geldiğimiz nokta budur.!

Çorum’da bir meslektaşımızın Dr.Alperen Kısa’nın tam kalbinin kenarına isabet eden bıçak aslında tüm sağlık çalışanlarının kalbinin tam ortasına indirilen son bir darbedir. Artık doktora ve sağlık personeline yapılan şiddet meşrulaşmış ve kanıksanmıştır. Herhangi bir kişi ,ne nedenle olursa olsun bir sağlık çalışanına erkek ,bayan, doktor,hemşire hasta bakıcı fark etmeden bir şiddet uyguladığında zihinlerde ‘’hak etmiştir’’ algısı oluşmaya başlamıştır.Ve maalesef ki; Toplumda şiddetin hoş görülmesi ve paylaşılan bir değer olması bu durumda Aile içi şiddetin " nasıl algılandığını ve tanımlandığını, toplumun ve bireylerin kültürel değerleri üzerinde şekillendirilebilir.. Kültürel nedenlere göre, şiddetinin toplumda kimi belli durumlarda ve belli kişilere karşı kullanımının kabul gördüğü görür ve kuşaktan kuşağa aktarıldığını anlarız.

Akıl ve vicdan sahibi hiçbir kimsenin kabul edemeyeceği bu saldırı artık şiddetin boyutunun nerelere geldiğini, kimler tarafından ve ne şekilde uygulanabileceğini göstermesi açısından son derece önemlidir. En üst makamlardan ve en hızlı bir şekilde kınanmalı ve gereği yapılmalıdır.

Artık Devlet, Sağlık Politikacıları,Sağlık İdarecileri, Hukukçular ; Sağlık alanında ve diğer hiçbir alanda şiddetin dilinin hakim olmasına müsaade etmeme kararlılığında olmalıdır.. Her türlü önlemin acilen alınması ve toplumsal bilincin oluşması için gayret sarf etmelidir.
Bir an önce caydırıcı ve önleyici hukuksal tedbirlerin alınarak artık şiddetin kanıksanan bir olgu olmasının önüne geçilmelidir. Diğer mesleklere gösterilen saygı ve mahremiyetin hekimlik mesleği gibi en onurlu ve saygıyı hak eden bizler için de gösterilmesi sağlanmalıdır.

Vatandaşa kendi sağlığı ile ilgili sorumluluk yüklenmeli. Vatandaşın kendi sağlığı ile ilgili ihmalinin cezası hekime çektirilmemelidir. Yine, uygunsuz taleplerin suç olduğu konusunda vatandaş eğitilmeli, bu tür istemlerle gelen kişiler için bir bildirim merci olmalı ve gerekli ceza-i yaptırımlar uygulanmalıdır.

Sonuç ne olursa olsun, sonu nereye varırsa varsın;

 ‘’Gelecek sağlıklı nesillerin ‘’ teminatı Aile hekimleri ve tüm sağlık çalışanları; kendisi ve çevresiyle barışık bir birey olması noktasında, ,“ Yaşam Boyu Sıfır Şiddet” sloganı ile toplumun her kesimine eğitim vererek bir farkındalık oluşturacak ve hekime şiddetin önlenmesi amacıyla örnek davranış sergilemeye devam edecektir.

 

Saygılarımızla,

 

AHEF Yönetim Kurulu

PAYLAŞ: