SAĞLIK BAKANLIĞI HALK SAĞLIĞI GENEL MÜDÜRLÜĞÜ 03-04 MART 2018 AİLE HEKİMLİĞİ ÇALIŞTAYINA AHEF KATILDI

03-04 Mart 2018

Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü

"AİLE HEKİMLİĞİ DEĞERLENDİRME ÇALIŞTAYI"

Çalıştaya AHEF Adına AHEF Başkanı Dr. Akif Emre EKER, AHEF Saymanı Dr. H. Şenol ATAKAN, AHEF Hukuk ve Mevzuat Komisyonu Başkanı Dr. M. Ümit IŞILDAK katılmıştır.

Sağlık Bakanlığı Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü tarafından 03-04 Mart 2018 tarihleri arasında Ankara Kızılcahamam'da bir çalıştay düzenlenmiştir. Çalıştaya STK 'rı masasında görüşlerini açıklamak üzere AHEF de kurumsal olarak davet edilmiştir. 

STK olarak görüşlerimizin istendiği toplantıda, 6 grup aynı konu başlıklarında görüşlerini kendi bakış açılarına ve kendi belirdikleri fikirler ekseninde bildirmişlerdir. Toplantı da STK masası yanın da Akademisyenler, Aile Sağlığı Çalışanları, Aile Hekimleri, İdari Çalışanlar ve İl Müdürlükleri, Diğer Kamu çalışanları aynı konu başlıklarında görüşlerini açıklamışlardır. Daha önce AHEF olarak düzenlediğimiz çalıştay da ele alınan konularda ve başkanlar toplantısında görüşerek karara vardığımız görüşlerimiz sözlü ve yazılı olarak aktarılmıştır. Özellikle öncelikli sorun yaşadığımız alanlarda ki sorunların detaylar haricin de tüm kesimlerce bilinir olması ve dile getirilmesi önemliydi. Sadece umutsuzluğumuz idari yetkililerin bulunduğu masanın saha da yaşanan gerçek sorunlara uzak oluşları ve ciddi bazı sorunların farkında bile olmayışları idi. Sahanın gerçek temsilcileri çalışanların ve onların gerçek temsilcileri olan sivil toplum kuruluşlarının hemen hemen tüm sorunlara değinmesi, farkındalık oluşturması ve paralel fikirleri savunması ise önemli olandı. Daha önce de paylaşılan bilgileri, talepleri yinelemek ve üzerinden bir kez daha geçmek durumunda kaldık.

Hepimiz yaşadığımız süreçlerdeki tecrübelerimizden biliyoruz ki; Toplumların, kurumların ve grupların istikrar içerisinde varlıklarını sürdürmelerinin ve gelişmelerinin yolu, aralarında ki ilişkilerin sağlıklı bir şekilde yürütülmesinden geçer. Bu ilişkiler düzeyin de taraflardan birinde oluşabilecek güven eksikliği ilişkilerin sağlıklı yürümesinin önüne geçer. Bu anlamda bizler bu eksikliği son dönemde giderilmesi noktasında da çaba gösteriyor ve aynı çabayı bizim dışımızdaki kurum ve kuruluşlardan da bekliyoruz.

Toplantı da ele alınan ana konu başlıkları;

1- Aile Hekimliği Uygulamasın da Eğitim

2- Aile Hekimliği Uygulamasın da İş yükü

3- Aile Hekimliği Uygulamasında Cari Gider

4- Aile Hekimliği Uygulamasında Ücretlendirme

5- Aile Hekimliği Uygulamasında Sözleşme Usul ve Esasları

6- Aile Hekimliği Uygulamasında Hizmet Sunum Esasları 

Konu başlıkları ile alakalı AHEF ve STK nın oluşturduğu masanın kısa ve spot düşünceleri ise şu şekilde oluşmuştur.

KONU 1: (Aile Hekimliği Uygulamasın da Eğitim)

Tıp Fakültesi öğrencilerinin birinci sınıftan altıncı sınıfa kadar aile hekimliği konusunda bilgilerinin artırılmasına yönelik olarak Bakanlığın ilgili eğitim kurumları nezdinde girişimde bulunarak farkındalığı artıracak gerekli idari çerçevenin oluşturulması gerekmektedir.

Tek tip uzmanlık eğitiminin olması önerilmektedir. (TAHUD) Bunun için asistan sayısının ivedilikle artırılması gerekmektedir. Mevcut SAHU eğitimi alanların hakları korunmalıdır.

Görev yapan aile hekimleri için SAHU kaldırılmalıdır, yeni düzenleme yapılarak, çalışma sürelerine göre kademeli uzmanlık eğitimi verilmelidir. (Örnek; Sahada 10 yıl ve üzerinde çalışanlara birinci ve ikinci aşama uyum eğitimi almaları şartı ile genel pratisyen uzmanlığı verilmesi gibi)

Mevcut aile hekimliğinde çalışan uzman aile hekimleri ile aile hekimleri arasındaki ilaç ve rapor konusundaki mali ve özlük hakları farkları ile kısıtlamaların kaldırılması önerilmektedir.

İkinci aşama uyum eğitimi sertifikalarının bir an önce aile hekimlerine ulaştırılarak buradan kazanılmış olan mali (ek ücret verileceği belirtilmişti) ve sosyal hakların ilgili aile hekimlerine ivedilikle sağlanması gerekmektedir.

Sürekli mesleki gelişim konusundaki eğitimlerin ve sertifikaların ilgili STK'larla verilebilmesi konusunda çalışma yapılması önerilmiştir.

Bakanlığın onaylamadığı eğitimlere katılım zorunlu olmamalı, eğitime gideceklerden vekâlet istenmemeli, ücretli izinli sayılmalı ve yol ile iaşe ücretleri müdürlüklerce karşılanmalıdır.

Eğitim notlarının (İkinci aşama uyum eğitim konuları dahil) AHBS içerisine konulmasını istiyoruz, destekliyoruz.

KONU 2: (Aile Hekimliği Uygulamasın da İş Yükü)

Aile hekimlerinin mevcut iş yükü analizlerine bakıldığında, Sağlık Bakanlığı tarafından "iş yükü analizi" yapılmıştır ve 1/2,8 oranı yani olması gerekenden 2,5-3 kat fazla iş yapıldığı ortaya konulmuştur. Bakanlığın yaptığı bir çalışmaya göre şu anda (2016 yılı sonu itibarı ile) uygulama yönetmeliğinde (ASM içindeki) sayılan görevleri yerine getirilebilmesi için 7 saat 36 dakikaya ihtiyaç bulunmaktadır. Üstelik bu rakama göre alınan ortalama poliklinik sayısı da 20-25 civarındadır. (120 milyon poliklinik, 22.000 aile hekimi) Bu çalışmaya ev ziyaretleri katılmamıştır. Günlük mesaisini aşacak şekilde iş yükü olduğu görülmektedir.

Sağlık Raporları konusu aile hekimlerinin en büyük sıkıntılarından birisidir. Verilerimize göre aile hekimleri 126 çeşit rapor düzenlemekte ve her gün bir yeni bir rapor çeşidi eklenmektedir. Bakanlık verilerine göre 2016 yılında aile hekimlerinin verdiği rapor sayısı 8 milyondur, aile hekimi sayısına bölündüğünde yıllık ortalama 350 sayısı ortaya çıkmaktadır. Bununla ilgili;

           1. Bu rakamın belli zamanlarda yoğunlaşması, yıl boyunca homojen dağılmaması ve iş yükünü o zamanlarda çok artırması

         2. Bu raporlarla ilgili bilimsel algoritmaların oluşturulması ve sonrasında ah tarafından verilip verilemeyeceğinin kararına varılması.

            3. Tabiri caiz ise aklına gelenin (özel, resmi) rapor istemesi, işin kontrolden çıkması konularına çözüm bulunması talep edilmiştir.

Aile hekimliği birimince verilecek raporların tek hekim tarafından fiziki muayenesine dayalı olabilecek önceden mevzuatı ve algoritması belirlenmiş raporlardan oluşturulması ve özellikli raporların aile hekimliğince değil, ilgili sağlık birimlerince verilmesi gerektiği iletilmiştir. Ayrıca tüm raporların düzenlenmesi ile ilgili rapor merkezlerinin ( heyet, kurul) oluşturulması önerilmiştir.

Aile hekimliğinde görev tanımlarının net yapılarak iş akış süreçlerinin ve algoritmalarının belirlenmesi ve denetimlerin idari yaptırımlardan daha ziyade belirlenen eksikliklerin giderilmesi noktasında rehberlik seviyesinde yapılması uygun olacaktır.
Bilgi paylaşımında yetkilendirilmiş kişilere yapılacak bildirimlerde kısıtlamaların kaldırılması gerekmektedir. Aile hekimlerinden istenen ve bakanlık kayıtlarında da bulunan her türlü verinin sözlü ve yazılı olarak istenmemesi istenmiştir.

Kaliteli bir hizmet sunumu için aile hekimlerinin iş yükü ve çeşitliliği ivedilikle azaltılmalıdır.

Mevcut haliyle aile hekimliği sisteminde sevk zinciri iş yükünü oldukça artıracaktır. Aile hekimliğinde mevcut iş yükü göz önüne alındığında gebe-çocuk gibi özellikli kayıtlı hastalardan başlayarak sevk zincirinin kademeli olarak getirilmesi gerekmektedir. Ancak, ortalama kayıtlı kişi sayısının düşmesiyle (2000-2500 Aralığı) sevk zincirine geçilmesi ve sevk zinciri dışına çıkarak bir üst basamak sağlık hizmeti kuruluşuna giden hastalardan daha fazla katkı payı alınması önerilmiştir. Özellikle AHEF tarafından hazırlanan kademeli sevk sistemi ile ilgili çalışma Bakanlık tarafından değerlendirmeye alınacağı belirtilmiştir.

Hastaların sağlık verilerinin sağlık hizmeti aldıkları birimlerce bilgi paylaşımı dâhilinde paylaşılması ile gereksiz tetkik ve tedavilerin azaltılmasına yardımcı olarak hizmet verimliliği ve etkinliğini artıracağı belirtilmiştir. 

Nöbetlerin (Adli, defin, acil, entegre nöbeti vb.) aile hekimliği birimlerince sunulmaması gerektiği ifade edilmiştir.

Aşı, üreme sağlığı, NTP, malzeme lojistiğinin ülke genelinde idarelerce sağlanmalıdır.
Kronik hastalıklarla ilgili olarak RPT edilen reçeteler aile hekimliği birimlerin iş yükünü arttırmaktadır. Mutlaka çözüm bulunması gereken bir sorundur.

Sağlık idarecilerine aile hekimliği uygulamasında ihtar puanı uygulaması bulunduğu, "ceza" uygulaması bulunmadığı, hukuki açıdan ceza ve ihtar kavramının farklı hususlar olduğu bilgisi mutlaka verilmelidir. Mevcut uygulamadaki ihtar nedenlerinden somut ve uygulanmayan, denetlenmesi mümkün olmayan hususlar kaldırılmalıdır. İhtar puanları asıl olarak verilen hizmet uygulamaları ile ilgili olmalıdır. İhtarların artırılması olayı kabul edilemez bir öneridir.

Aile hekimliği uygulamalarında istihdamının artırılarak kayıtlı kişi sayısının düşürülmesi, sayı düşürülürken de mali ve özlük haklarının korunması, iş yükü kadar iş tatminine de önem verilmesi, bu amaçla sağlık okuryazarlığının geliştirilmesi, aile hekimi ve aile sağlık çalışanlarının mesleki saygınlığının korunması hususlarında Sağlık Bakanlığı'nın ilgi paydaşlarla çalışmalar yapmalıdır.

KONU 3: (Aile Hekimliği Uygulamasında Cari Gider)

Aile hekimliği uygulaması kapsamında aile hekimliği birimine verilen aile sağlığı merkezi gider ödeneğinin gerekliliğinin, hizmetin sunulması, sağlık hizmetinin kalitesi, hizmetin önemi ve verimi açısından tartışılmaması gerektiği ifade edilmiştir. (Bu konuda AHEF herhangi bir öneri, model görüşmemiştir) Cari giderlerinden kesilmeli önerisi KABUL EDİLEMEZ BİR ÖNERİDİR.

Fatura beyanına göre ödeme yapılması uygulaması KABUL EDİLEMEZ bir öneridir. Aile hekimliği uygulamasına geçirilirken bunun amacının ne olduğunu SİSTEME YENİ KATILAN İDARECİLERİMİZE MUTLAKA ANLATILMALIDIR.

2009 yılında bir ilimiz SM tarafından yapılan araştırmada aile hekimliği geçmeden önceki yıl harcamaları ile aile hekimliğine geçişten sonraki harcama, giderlerin karşılaştırması yapılmış ve sonucunda o tarih itibarı ile verilen ücrete göre kamu maliyesinin %40 karda olduğu ortaya konulmuştur. Bu çalışmayı kamu hafızası adına hatırlatmakta yarar görüyoruz. (ki şu anda ortalama en az %20 gelirler reel azalmış durumdadır. Aile sağlığı merkezi gideri gruplandırma uygulaması olmadığından tam ödenmesine rağmen bu sonuç çıkmıştır.)

Özelden kiralanan ASM lerde stopaj kaldırılsın önerisini getiriyoruz ve bunu DESTEKLİYORUZ.

Cezaevinde ve entegre sistemde çalışan aile hekimlerine aile sağlığı merkezi giderleri adı altında ödenen ücret aynen katsayılara veya sabit ücrete yansıtılmak kaydı ile kaldırılmasında sakınca görülmemektedir.

Aile sağlığı merkezinde bulundurulması gereken ilaç ve malzeme listesi güncellenmelidir. Piyasada bulunmayan ilaçların ve serumların yeniden gözden geçirilerek kriterlerden çıkartılması istenmiştir.

Gruplandırmanın kaldırılarak yerine kalite puantaj sistemine geçilerek ASM nin sağladığı kaliteye göre aile sağlığı merkezinin birimlerine hak ettiği gerçek sınıfında ödeme yapılması gerekmektedir. Mevcut sınıflandırmada A, B, C, D sınıfı şeklindeki uygulamadan vaz geçilerek, kriterlerin cari gider miktarına göre yüzde oran değerlendirmesi getirilmelidir. Bu şekilde örneğin "A" kriteri için gerekli 10 şarttan birinin getirilememesi nedeni ile ortaya çıkan haksızlık giderilmelidir. Kriterlerde aile hekiminin görev yaptığı kamu binaları fiziki yapısı ve şartları da dikkate alınarak yeniden düzenlenmelidir. Bir, iki ve üç birimli aile hekimliği merkezlerine cari ödenek en üst seviyeden verilmelidir.

Yeni ASM'lerin / birimlerin tefrişatının ve planlamasının müdürlüklerce yapılarak hizmete hazır hale getirilmesi istenmiştir. Sağlık hizmeti verilen yerlerin Sağlık Müdürlüğünce belirlenmesi konusunda o bölgedeki aile hekimlerinin kaybı olacağından, ücret ödenen en üst bağlı nüfus sayısı geçmeyen bölgelerde aile hekiminin onayı mutlaka alınmalıdır veya açılan pozisyon nedeni ile hak (ücret) kaybı olması durumunda bu kayıp telafi edilmelidir.

ASM' nin faaliyet gösterdiği bölgedeki kira tutarları ekpertiz değerleri göz önünde tutularak belirli bir miktarın üzerindeki kira tutarının müdürlüklerce karşılanması istenmiştir. Bu durumun özellikle başta İstanbul olmak üzere büyük metropol şehirlerde büyük önem taşıdığı vurgulanmıştır.

Son altı yılda aile hekimliğinde yapılan cari gider harcamalarını oluşturan kalemlerdeki artış oranının, aile sağlığı merkezi ödemelerindeki artışın oldukça üzerinde olduğu göz önüne alındığında, (belgeleri sunulmuştur) ve geçmişten gelen reel kayıplarımız göz önünde bulundurulduğun da söz konusu cari gider ödeneklerinin daha gerçekçi daha fazla ve ayrı bir artış oranına tabi tutulması gerektiği belirtilmiştir.

KONU 4: (Aile Hekimliği Uygulamasında Ücretlendirme)

Yeni açılan Aile Hekimliği birimlerine SM tarafından nüfus verilmesi görüşü, 5258 sayılı AİLE HEKİMLİĞİ KANUNU na aykırıdır. Ayrıca AHEF olarak bu kanunun bu talebe cevap verecek şekilde değiştirilmesine de KARŞIYIZ. Çünkü bu talep aile hekimliği uygulaması ruhuna aykırıdır.

Sıfır nüfuslu aile hekimliği birimleri nüfusu 4000 üzeri olan aile sağlığı merkezi bölgelerinde aile hekimi onayı alınarak açılması şarttır. Bu şartlar gözetilmeden sıfır nüfuslu birimlerin açılması nedeni ile diğer aile hekimlerinin nüfusları ve dolayısı ile gelirlerinin azalmasına, iş barışının bozulmasına neden olmaktadır. Bu adaletsizlik düzenlenmeden yeni birimler açılmamalıdır, bu nedenle verilen sözler yerine getirilmelidir

Ödeme modeli sadece kişi başına dayanmamalı, koruyucu sağlık hizmetlerinin daha etkin sunulmasını sağlayacak ve ücret düşüşüne engel olacak bir harmanlanmış gerçek pozitif performansa ödeme şekline dayanmalıdır.

Aile hekimlerinin ve aile sağlığı elemanlarının ücret ödemelerinde giderlerin, vergilerin artması ve aile hekimi başına düşen kayıtlı kişi sayısının azalması gibi çeşitli nedenlere dayalı olarak sürekli bir azalma yaşanmaktadır.

Ödeme ve sözleşme yönetmeliğinin halen yayınlanmasından kaynaklı, özellikle ortalama kayıtlı nüfusun azalması ile birlikte aile hekimliği birimlerinin ücret kayıplarının önlenmesine yönelik olarak yeni bir düzenlemenin yapılması gerekmektedir. (Ödeme sözleşme yönetmeliği Şubat 2017 yılın da Maliye bakanlığına gönderilmiş ve halen bu bakanlıkta olduğunun bilgisi üzerine maliye bakanlığından randevu talep edilerek alınmıştır. )

Bu şekilde yaşanan hak kaybı yeni açılan birim bölgesel yoğunluğuna bağlı olarak % 12-28 oranında (ortalama %20) ücretlerin azalmasına neden olmuştur. Ayrıca Bakanlıkla yapılan mutabakat da enflasyon nedeni ile 2011 yılından itibaren %6 lık net kayıp ta ayrıca bulunmaktadır. Bu kayıpların kişi başı ödeme kaleminden sabit ücret artışı ve kişi başı ödeme katsayıları artırılarak giderilmelidir.

Gezici sağlık hizmeti karşılığında gider ödemesinden farklı olarak ayrıca gezici sağlık hizmeti ve evde sağlık hizmeti gibi ekstra hizmetlerin aile hekimi ve aile sağlığı elemanları için ek olarak ücretlendirilmesi önerilmiştir

Gebe tespitlerinin, geç yapılması ile ilgili olarak performans kesinti uygulamasının yapılmaması önerilmiştir. Gebe takibinde birinci basamak sağlık hizmetlerine kaydını yaptırmayan hastaların ikinci basamak sağlık hizmetlerinden faydalanmamasına yönelik uygulama getirilmesi önerildi

Aile hekimliği birimleri için diyabet, hipertansiyon obezite taraması ve belli kronik hastalıkların takibi, riskli grupların periyodik takibi gibi ek koruyucu sağlık hizmetleri için gerçek pozitif performans (teşvik edici ek ücretlendirme) uygulamaları getirilmesi talep edildi ve bu uygulama öncesi nüfusların 2000-2500 düşürülmesi gerektiği ifade edilmiştir. Aile hekimin performans kriterlerinin artırılması önerisi Bakanlığımız yaptığı iş yükü analizi çalışmasında ortaya çıktığı (1/2,8) üzere mümkün değildir.

Aşıların zorunlu olarak yaptırılmasına yönelik sınırları net olan ve çerçevesi belirlenmiş mevzuat düzenlenmesi) kanun yapılması önerildi. Aşı retlerinin performanstan düşürülmesi için kolaylaştırıcı düzenlemelerin yapılması gerektiği bildirildi.
Aile hekimliği uygulamasında aile sağlığı çalışanı belirleme noktasında AHEF olarak; Aile hekiminin her zaman aile sağlığı çalışanını belirleme yetkisi olmalı veya Aile sağlığı elemanının hukuki görev, sorumlulukları tam belirlenmelidir. Yönetmeliğin bu hali ile aile hekimi hukuken tek sorumlu ve yetkilidir. Bu nedenle aile sağlığı elemanını seçme hakkı olması da bir o kadar doğal ve esas olan olduğunun altı çizilmiştir.

Aile hekimliği uygulamasına geçildiği günden bugüne aile sağlığı elemanları ücretleri en az %30 erimiştir. Bu şartlarda kamuda çalışan sağlık personelinin aile hekimliğine geçmesi zor görünmektedir. Bu nedenle aile sağlığı elemanları ücretlerine en az 400-500 TL artırılması şarttır. Ayrıca aile hekimliğine geçmek isteyen yataklı tedavi kurumlarında görev yapan sağlık personeline muvafakat verilmemesi önemli bir sorundur ve çözülmelidir.

Daha önce yapılan yönetmelik değişikliğine bağlı olarak entegre sağlık hizmetinde çalışan aile hekimi ve aile sağlığı elemanlarının uğradığı ücret kaybının telafi edilmesi istenmiştir. Ayrıca cezaevi çeşitli durumlarda tutulan nöbetler ile entegrede nöbet tutan aile hekimlerine nöbet ücreti ayrıca verilmelidir.

Geçici AH ve ASE görevlendirmelerinde aynı aile sağlığı merkezinden geçici görevlendirme yapılması yerine Toplum Sağlığı Merkezinden görevlendirme yapılması talep edildi. Geçici aile hekimi veya geçici aile sağlığı elemanından kaynaklanan performans kesintisinin sadece ilgili personele yansıtılması istendi.

Aile hekimleri ve aile sağlığı çalışanlarına, kamuda çalışan sağlık personeline verilen sabit ek ödeme ile sağlanan prim tutarı avantajının, mevzuat düzenlemesi ile emeklilik aylığına yansıtılması istenmiştir.

Kiralar için benzer bir standarttın ülke genelinde uygulanması gerekliliği nedeniyle, daha önce yapılan ve AHEF tarafından da katkı sunulan çalışmaların fiiliyata geçirilmesi istenmiştir.

KONU 5: (Aile Hekimliği Uygulamasında Sözleşme Usul ve Esasları)

Yapılacak tüm sözleşmelerde aile hekimlerinin ve aile sağlığı elemanlarının temsilcileri STK ile Bakanlık arasında karşılıklı mutabakatla sözleşme şartları belirlenmelidir. Sözleşmelerin aile hekimleri ve aile sağlığı elemanları arasında ekip çalışmasında, işbirliğini ve iş huzurunu sağlayacak şekilde ek düzenlemeler yapılmasının gerekliliği belirtildi. Tek taraflı dayatılan sözleşme hükümlerinin kabul edilmesinin mümkün olamayacağı belirtildi.

Sözleşme imzalama ve fesih yetkisinin Sağlık Müdürüne verilmesi ve ceza puanı verilmesi yetkisinin Halk Sağlığı Hizmetleri Başkanına verilmesi düşüncesi İdare Hukuku meselesi olduğu, bu yetkisinin belirtilen kişilerde toplanabilmesi için 5442 sayılı İl İdaresi Kanunun değiştirilmesi geretiği ifade edilerek, burada esas sorunun, ihtar puanı verilmesi durumunda itirazı değerlendirecek bağımsız yapı oluşturulmasına kadar uzanan bir organizasyonun dizayn dilmesi olduğu belirtilmiştir.  Meselenin sadece bazı makamlara yetki verilmesi sorunu olmaması gerektiği belirtilmiştir.

Aile hekimliği uygulamasında aile sağlığı çalışanı belirleme noktasında AHEF olarak; Aile hekiminin her zaman aile sağlığı çalışanını belirleme yetkisi olmalı veya Aile sağlığı elemanının hukuki görev, sorumlulukları tam belirlenmelidir. Yönetmeliğin bu hali ile aile hekimi hukuken tek sorumlu ve yetkili olduğu belirtilmiştir.  Aile hekimleri ile aile sağlığı elemanları arasındaki sorumluluk paylaşımının net olmaması durumunda, aile sağlığı elemanının aile hekiminden bağımsız olarak birimle sözleşme imzalamasının uygun olmadığına değinilmekle birlikte bu uygulamanın aile sağlığı elemanı açısından iş güvencesi anlamında sorunlar yaratabileceği söylenmiştir.

Ceza puanlaması ve fesih şartları tek taraflı olarak düzenlendiği için aile hekimliği uygulaması çalışma prensipleri ve ruhuna uymamaktadır. Ceza yönetmeliği kaldırılmalı ve mobing aracı olarak kullanılmamalıdır.

Ceza puanlarının yüksek olması ve sözleşme sonrasında fesih şartlarının tek taraflı olarak değiştirilmesi idarenin keyfi davranışlarına zemin hazırlayabilmektedir. Sözleşmenin iptalinde meslekî yetersizliğinin temel alınması gerekmektedir.

İzinlerin kullandırılmasında vekâlet uygulamasındaki sıkıntılar nedeniyle kamudaki benzeri sistemin ilgili STK ile çalışılarak aile hekimliğinde de uygulanması istenildi. Ücret kesintisiz izin hakkı verilmesi talep edildi.

Tek birimli ASM' lerin vekâlet bırakma imkânları olmadığı için izinlerin kullandırılmasında ücret kesintisinin kaldırılması önerildi. Aile hekimleri ve aile sağlığı elemanlarının izinlerinin yıllık izin, doğum izni, süt izni, analık izni, evlilik, ölüm ve hastalık izinleri gibi izinlerinin kanuni mevzuat düzenlemesinin yapılarak ücret kesintisinin yapılmaması önerilmiştir. Eski mevcut haklarımızın geliştirilerek korunması talep edilmiştir.

Yerleştirme işlemlerinde askerlik dönüşünde, doğum iznine ayrıldığında yerleştirmeye birinci listeden girme hakkı tanınmaması ve yeniden düzenlenmesi önerildi.

KONU 6: (Aile Hekimliği Uygulamasında Hizmet Sunum Esasları)

Kayıt hangi kanaldan olursa olsun, aile hekimine yeni kayıt olan kişinin iletişim bilgilerinin aile hekimine iletilmesi önerildi. Performans açısından yeni kayıt işlemlerinin ayın 20'sinden sonra yapılmaması önerildi. Yeni açılan sanal ASM'lere hasta kaydının yapılmasına dair kuralların etik ilkelere dayalı olarak daha net olması ve kurala bağlı olması önerildi. Yeni birimlerin nüfus yoğunluğu göz önünde bulundurularak ve diğer ASM'ler ile hizmet verilen bölgelere belirli bir mesafede olmasına dikkat edilerek planlanması önerildi.

Büyük şehirlerde misafir hasta tanımının ve verilecek hizmetlerin daha net olacak şekilde yapılması önerildi. Muayene dışında misafir hasta tanımının yapılmaması önerildi.
Tüm sağlık hizmet sunucuları ile aile hekimleri arasında bilgi alışverişini sağlayacak bilişim altyapısının sağlanması önerildi. Kayıtlı hastaların adres kayıt sistemindeki iletişim bilgilerine erişim imkânının sağlanması önerildi.

Entegre sağlık hizmeti verilen yerlerde nöbet hizmetlerin aile hekimliği birimlerince verilmemesi, nöbet hizmetinin verilmeye devam edilmesi halinde ücretinin ödenmesine yönelik düzenleme yapılması veya nöbet izninin verilmesi talep edildi.

Aile hekiminin çalışma ortamı aile sağlığı merkezidir. Bu nedenle yerinde sağlık hizmetleri yetkilendirilmiş aile hekimlerince verilmelidir. Evde bakım hizmetleri 112 benzeri bir ekiple verilmelidir.

Etkin kronik hastalık takibinin yapılması sağlık sistemi üzerindeki gider yükünü azaltacaktır. Bu nedenle yapılacak pozitif performans uygulaması kronik hastalık takibinin etkinliğini artıracaktır. Bu yönde aile hekimi ve aile sağlığı elemanlarına yönelik olarak gerçek anlamda pozitif performans uygulaması faydalı olacaktır.
Kronik hastalık takiplerinin beklendiği ölçüde yapılabilmesi için sağlık bilgi sistemleri arasındaki bütünleşmenin sağlanması ve bilgi sistemlerine kronik hastalık takip algoritmalarının eklenmesi, kronik hastalık tanısı alan kişilerin MHRS' den yan dal randevularının alınabilmesinin sağlanması önerildi. Kronik hastalık programları ile ilgili sürecin tarama programları ile başlayıp sonrasında takip ve tedavi programları ile sürdürülmesi gerekmektedir.

Geri bildirim sistemin işlevselliği mutlaka sağlanmalıdır.

Koruyucu sağlık hizmeti aile hekimlerinin birincil görevi olmakla birlikte esasen ekip çalışmasına dayalı olduğu için diyetisyen, sosyal çalışmacı, psikolog vb. diğer sağlık personelinin dâhil olduğu süreç içinde ele alınmalıdır.

Sağlık çalışanlarına yönelik şiddet konusunda daha caydırıcı mekanizmalarının oluşturulmasına yönelik mevzuat düzenlenmesinin yapılması ve uygulanır hale getirilmesi, etkin bir sağlıkta şiddet yasasının çıkarılması gereklidir.

 

PAYLAŞ: