“12 Temmuz Haksızlık Karşısında Antalya’ daydık”
3 Nisan' da Ahef'in çağrısı ve sendikaların iş bırakma kararına uyarak İzmir'deki hekim arkadaşımıza destek olan , Antalya'da çalışan 104 aile hekimliği çalışanı için 4483 kapsamında soruşturmak için ön inceleme başkatılması üzerine geçen hafta Antalya derneğimiz ile Vali yardımcıları ile görüşme yapmış ve arkadaşlarımızın hukuki hakları ile alınan kararlara uyarak iş bıraktığını ifade etmiştik. Ön incelemelerin kapatılmaması ve hukuksuzluğun devam etmesi üzerine Antahed ve AHEF ortak çağrısıyla ve aile hekimliğinde mücadele eden STK'lar ile birlikte basın açıklaması gerçekleştirdik.
Basın açıklaması öncesinde Antalya il sağlık müdürü ile görüşüldü. Anayasa ve uluslararası anlaşmalarla korunan sendikal haklarımızı kullanmamızın engellenemeyeceğini ifade edildi. Görüşmemiz olumlu bir ortamda gerçekleşti. Edindiğimiz izlenim İl sağlık müdürünün dosyaları tekrar değerlendireceği ve arkadaşlarımızın disiplin cezası almayacağı ayrıca 4483 kapsamında ön inceleme konusunun tekrar değerlendirileceği şeklinde oluştu. Aksi bir durumda davalarımızı açacağımızı ifade ettik.Durumun bu hale gelmesinin ve bu uygulamayı yapmanın da bir nevi görevi kötüye kullanmak olacağını ilettik.
Sonrasında ANTAHED Genel Sekreteri Hüseyin Güntürkün’ün sunumu ile basın açıklaması gerçekleştirdik. Çoğunun başkan düzeyinde katılım sağladığı Sivil Toplum Örgütlerinin ortak metnini sözcü olarak AHEF Yönetim Kurulu başkanı Özlem Sezen okudu. Sonrasında katılan STK lar kısa sürelerle desteklerini ifade ettikler.
Basın açıklamasına destek veren fiilen Antalya'da bulunan gelemese de desteğini açıklayan, yüreği bizimle olan il dernekleri üyelerimize ; AHESEN, ASEF, BDS, GSİ, SES, TAHUD, TSS, TTB başkan, yönetim kurulu üyelerine bu Hukuksuzluğa karşı birlik ve destek olduklarından dolayı teşekkürü borç biliriz.
Basın açıklamasını sizlerle paylaşırken bir kez daha ifade etmek isteriz ki ; ister 1 kişi olsun ister 100 bugün Antalya' da yarın herhangi bir ilde olan ya da oluşacak herhangi bir hukuksuzluk ve haksızlıkta hiç bir hekim arkadaşımız yalnız DEĞİLDİR, KALMACAKTIR.
Sürecin takibini asla bırakmayacağız.
Saygılarımızla
AHEF Yönetim Kurulu
İzmir’de 29.03.2019 tarihinde bir hekime yönelik bir şiddet gerçekleşti. Bu olayda hekimleri ayağa kaldıran şiddet olayının bir anlık öfkeyle hasta yakınının şiddet uygulaması değildi, organize ve toplu saldırı gerçekleşmişti. Bu şiddetin ne boyutlara geldiğini gösteriyordu. Olayı duyan tüm hekimler ortak bir ses vermek ve sağlık bakanlığını acilen tedbir almaya çağırmak için İzmir’e koştu. Şiddetin artması yanın da ,şiddeti uygulayanların cezasız kalması en büyük sorundu. Sağlık bakanlığının torba yasayla düzenledik dediği şiddet önleme yasa tasarısı getirdi, bu yaraya merhem olmadı ve olması da beklenemezdi.
Artık şiddete dikkat çekmek için basın açıklamaları ve kınamanın ötesine geçmek gerekiyordu.
Bizler de bir kere daha şiddete dur demek için bir günlük iş bırakma kararı aldık. 3 Nisan’da İzmir’de şiddete uğrayan meslektaşımızın yanında olduk. Peki bir sağlık çalışanı neden iş yerini kapatır ve meydanlara çıkar?
Artık baskılara tahammülü kalmadığı için,
Artık şiddeti görmezden gelemediği için,
Artık her ilde farklı uygulamalara katlanamadığı için,
Artık kişisel hırslar uğruna mesleki değerlerimizin görmezden gelinmesini sindiremediği için,
Artık hasta memnuniyeti adı altında içi boşaltılmış, abartılı, mesleki gerçeklere uymayan taleplere boyun eğmeyeceğini duyurmak ve hatta haykırmak için.
Sağlık Bakanlığı şiddeti önlemek için yapılması gereken yapısal değişiklikleri, örneğin rapor düzenlemeyle ilgili ,örneğin 184 Sabim hattının kapatılması benzeri şiddete yol açan yapısal sebepleri ortadan kaldırmaya yönelik halen ciddi bir çaba göstermemektedir.
Ama bir şey yaptı Antalya’da ‘’ Bizi duyun , bizi görün ‘’ diyen 104 sağlık çalışanına soruşturma açtı .İşte bu nedenle bugün hepimiz buradayız. Oysa İzmir’de şiddet uygulayan ve ceza alan kişilerin hepsi serbest bırakıldı. Ancak şiddete dur diyen sağlık çalışanları cezalandırılmak isteniyor. Psikolojik baskı ve hak edilmeyen şekilde cezalandırma talebi var.
Biz de bütün emek örgütleri olarak, haklarımızı savunmak için.
Devletimize ve adalete olan güvenimizi korumak için.
Meslektaşlarımıza yapılan haksızlığıyla sessiz kalamayacağımızı göstermek için buradayız.
Sağlıkta her türlü şiddete hayır diyen sağlık emekçilerini duyun, ceza yağdırmakla sorunu çözemezsiniz üstünü örtemezsiniz.
Sizleri akıl,vicdan,adalet ve bilime davet ediyoruz..