KAMUOYUNUN DİKKATİNE

Ülkemizde aile hekimliğinin başladığı 2005 yılından bu yana aile sağlığı merkezleri  binalarının fiziki olarak yetersizliği, çalışan personel sayısının yetersizliği dahil birçok sorunumuz süreç içerisinde  giderilmedi. Aile hekimliği sisteminde günlük yüksek iş yükü nedeniyle aile hekimleri birçok kez poliklinikte hizmetlerini yalnız vermek zorunda kalmaktadır. Aile sağlığı çalışanlarının aşılama, gebe-bebek izlem hizmetleri  gibi bir çok hizmeti vatandaşımıza sunarken  aile hekimleri yoğun poliklinik talebini karşılamak için yalnız başına çalışmak zorunda kalmaktadır. Hasta mahremiyeti açısından polikliniklerde güvenlik kamerası bulundurulması yasaktır. Poliklinik ortamlarında hastalarla baş başa kalan aile hekimleri her an sağlıkta sözlü ve fiziksel şiddete uğrama yanında aile hekimini zan altında bırakabilecek suçlamalarla karşı karşıya kalabilmektedir. Bir çok hekim gün içinde yaşadığı sözlü şiddeti poliklinik odası içerisinde yalnız olduğu için beyaz kod uygulamasına dahi yansıtamamaktadır. Son yıllarda artan suçlamalar karşısında kanunlar aile hekimlerini korumadığı gibi atılan suçlamalara karşı aile hekimlerinin kendilerini savunma için aile sağlığı merkezi şartları uygun ortam sağlamamaktadır.  
Aile hekimleri olarak her gün acaba sıra bende mi demek istemiyoruz. Aile hekimliğinin bu yoğun iş yükü içerisinde tek aile sağlığı çalışanı yeterli olmadığı apaçık ortadadır. Aile hekimlerine ikinci sağlık çalışanı personel verilmesi gerekmektedir.  Hekimlik mesleği olmazsa olmazı fizik muayenedir. Tek başına çalışma durumunda kalan hekimler yeterli fizik muayene yapamama ya da hastanın fizik muayeneyi reddi nedeniyle teşhiste yanılma ve malpraktise kadar gidebilecek sıkıntılara da zemin hazırlamaktadır. Her türlü sağlık raporlarını aile hekimliğinden verdiren idareler genç yaşta sağlık raporu almaya gelen hastalarımıza muayene etmeden nasıl rapor düzenlememizi beklemektedir. Aile Sağlığı merkezleri için aile hekimlerine ödenen gider ödenekleri rakamsal olarak bırakın ek personel  çalıştırmayı eldeki çalıştırılan enjeksiyon-pansuman ve temizlik personellerini  dahi çalıştırmaya yetmemektedir. Aile hekimleri olarak aile hekimliğinin bu şartlarda sağlıklı sürdürülebilirliği kalmamıştır. Aile hekimliğini ülkemizde 16. Yılına girmesine rağmen her geçen gün sorunlar dalga dalga büyüyerek  sistemin tıkanma noktasına getirmiştir. AHEF olarak sıkıntılarımızı dile getirmek için 17-18 şubat tarihinde iki gün 14-15-16 mart tarihlerinde üç gün aile sağlığı merkezlerini  kapatıyoruz. 
Son yaşanılan olaylar neticesinde aile hekimliği birimlerine ikinci aile sağlığı çalışanı verilmesini, ya da aile hekimlerinin gider ödeneklerinin yüksek oranda arttırılarak hekimlerin yanlarında sağlık çalışanı çalıştırabilmesinin önünün açılmasını idaremizden talep ediyoruz. Ülkemiz koruyucu hekimliğinin temeli olan aile hekimliğinden beklenen birçok koruyucu hizmet talepleri aile hekimi başına düşen yüksek nüfus ve bir aile sağlığı çalışanı ile sürdürülebilir değildir. Kronik hastalık takip hizmetleri, bebek izlem ve aşılaması, gebe izlem ve aşılaması, kadın izlem ve aşılaması, kanser taramaları ve birçok hizmet layıkıyla yapılabilmesi için aile hekimliği başına düşen ortalama nüfus 2000 lere düşürülmeli her aile hekimliği birimine en az iki aile sağlığı çalışanı görevlendirilmelidir. Aile hekimliği birimleri mevcuta ek personeller ile çağdaş düzeye getirilmelidir. Taleplerimizi  kamuoyuna iletir saygılarımızı sunarız.
 
AHEF YÖNETİM KURULU

PAYLAŞ: