ERZURUM İLİNDE İHTAR CEZA PUANI ALDIĞI GEREKÇESİYLE DESTEK ÖDEMESİ KESİLEN AİLE HEKİMİNİN KAZANILAN DAVASI
İHTAR CEZA PUANI ALDIĞI GEREKÇESİYLE DESTEK ÖDEMESİ KESİLEN AİLE HEKİMİNİN KAZANILAN DAVASI
Erzurum İlinde görevli aile hekiminin, "Görevleri ile ilgili kayıtları düzenli tutmamak veya müdürlüğe ya da Bakanlığa bildirmemek'' " iddiasıyla hakkında disiplin soruşturması yürütülmüş ve ihtar ceza puanıyla tecziye edilmiştir. Aile hekimine verilen ihtar ceza puanı gerekçesiyle de aile hekiminin hak edişinde Destek Ödemesi kesintisi yapılmıştı, AHEF tarafından verilen hukuki destekle AHEF Hukuk Müşaviri Av.Arb.Servet AKTAN tarafından açılan davada Mahkemece; ‘’ Bu durumda, "Aile Hekimliği Uygulamasında Uygulanacak İhtar Puanı Cetveli" nin dayanağı olan 5258 sayılı Aile Hekimliği Kanunu'nun 8/2. maddesinin Anayasa Mahkemesince "kanunilik" ilkesine aykırı bulunarak iptal edilmesi üzerine Danıştay 2. Dairesince Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliğinin eki (EK-3 Aile Hekimliği Uygulamasında Uygulanacak İhtar Puanı Cetveli) nin yürütmesi durdurulduğundan, "Aile Hekimliği Uygulamasında Uygulanacak İhtar Puanı Cetveli" uygulanmak suretiyle tesis edilen dava konusu işlemde, dayanağı Yönetmelik kuralının hukuka aykırılığı nedeniyle yargı kararıyla yürütmesinin durdurulmuş olması nedeniyle "konu" yönünden hukuka uyarlık bulunmadığı sonuç ve kanaatine varılmıştır.
Nitekim benzer bir uyuşmazlıkta verilen İzmir Bölge İdare Mahkemesi 6. İdari Dava Dairesi'nin 06/06/2023 tarih ve E:2023/827, K:2023/1270 sayılı kararı da bu yöndedir.
Anayasa'nın 125. maddesi hükmü uyarınca idarenin işlem veya eylemleri nedeniyle meydana gelen zararları tazmin sorumluluğu bulunmaktadır. Bu hâliyle dava konusu işlemde hukuka ve mevzuata uygunluk bulunmadığından, idarece tesis edilen bu işlem nedeniyle oluşan zararların tazmini gerekmektedir. Bu bağlamda iptal kararlarının niteliği gereği, işlem hiç tesis edilmemiş olsaydı hukuk aleminde hangi hâl mevcut olacaktı ise iptal kararı üzerine bu hâlin geçerli olacağı kabulünden, yani iptal kararlarının geçmişe yönelik işlemi ortadan kaldırdığından hareketle, dava konusu işlem hiç tesis edilmemiş olsaydı davacının elde edeceği maddî zararlarının tazmini gerektiği açık olup; davacının işlem nedeniyle yoksun kaldığı zararlarının tazmini isteminin kabulü gerekmektedir.
Öte yandan davacının faiz istemine gelince; bilindiği üzere faiz asıl alacağının fer'îsi niteliğinde bir alacak olmakla, yerleşik Danıştay ve yargı kararları uyarınca faizin, asıl alacağın zarardan sorumlu olan tarafından öğrenilmesi tarihinden itibaren işletilmesi gerekir. Yani bir diğer deyişle, faiz ödenebilmesi için borcun borçlu tarafından öğrenilmiş ve bu suretle alacağın muaccel hâle gelmiş ve borçlunun borcu ödemede temerrüde düşmüş olması gerekir. Bu bağlamda dava açılış tarihinden önce davalı idarenin meydana gelen zarardan haberdâr olabileceğinin kabulü mümkün olmayıp, davalı idarenin dava açılış tarihiyle temerrüde düştüğü kabulünden hareket edilmesi gerekmektedir. Bu doğrultuda davacının işlem nedeniyle yoksun kaldığı zararlarına en erken dava açılış tarihi olan 12/06/2023 tarihinden olmak üzere kesinti tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesi gerekmektedir.’’ Gerekçeleriyle işlemin iptaline ve yapılan kesintinin tazminine karar verilmiştir. Tüm hekimlerimize hayırlı olsun.
AHEF KAZANIR