AİLE HEKİMİNİN ALMIŞ OLDUĞU İZİN NEDENİYLE ASM’DEKİ DİĞER AİLE HEKİMİNE VEKALET BIRAKMASININ MÜDÜRLÜK TARAFINDAN UYGUN GÖRÜLMEYEREK, AİLE HEKİMİNİN HAK EDİŞİNDEN YAPILAN KESİNTİYE İLİŞKİN AÇILAN DAVA
Hakkari ilinde görevli aile hekimimiz hasta olduğu için rapor almış, izin kullanmış ve yerine de bakması için ASM’deki başka bir aile hekimine vekalet bırakmıştır. Müdürlük tarafından izin kullanması kabul edilerek vekalet bırama talebinin kabul edilmeyerek yerine bir başka hekim de görevlendirmeyerek, aile hekiminin hak edişinden izin kesintisinin yapılması üzerine AHEF tarafından verilen hukuki destekle AHEF Hukuk Müşaviri Av.Arb.Servet AKTAN tarafından açılan davada, mahkemece;’’ Dava dosyasının incelenmesinden; Hakkari ili, Merkez ilçesi, 6 Nolu Aile Sağlığı Merkezinde aile hekimi olarak görev yapan davacının, 04/08/2023 tarihinde almış olduğu "hastalık izni" nedeniyle maaşından yapılan 937,44-TL kesintiye dair işlemin iptali ile maaşından yapılan kesintinin, kesinti tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tazminine karar verilmesi istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
İdarenin, mevzuatla tanınan takdir yetkisinin mutlak ve sınırsız olmadığı, bu yetkinin kamu yararı ve hizmetin gerekleri gözönünde tutularak kullanılması gerektiği idare hukukunun bilinen ilkelerindendir. Bununla birlikte, takdir yetkisine dayanılarak tesis edilen işlemler üzerindeki yargı denetimi, hukuka uygunluk unsuru ile sınırlı olup, idarenin takdir yetkisini ortadan kaldıracak biçimde yargı kararı verilemeyeceği ve yerindelik denetimi yapılamayacağı, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesinin 2. fıkrasında açıkça vurgulanmış bulunmaktadır.
Takdir yetkisine istinaden tesis edilen idari işlemlerin de, muhakkak surette gerçek ve hukuken geçerli sebeplere dayanması gerekmektedir. Takdir yetkisine dayalı idarî işlemlerin dava konusu edilmesi durumunda, İdarece işlemin tesisi için somut bir sebep gösterilememesi, sebep olarak gösterilen olay ve nedenlerin gerçeği yansıtmaması veya işlemin tesisi için yeterli bulunmaması veyahut takdir yetkisinin kamu yararı ve hizmet gerekleri göz ardı edilerek kullanıldığının tespit edilmesi halinde, dava konusu idari işlemin sebep unsuru yönünden hukuka aykırılığı nedeniyle iptalinin gerekeceği, yerleşik yargısal içtihatlarla kabul edilmiş bulunmaktadır.
Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerden; olayda, davacının hastalık izni almış olduğu gün için yerine vekaleten bakması hususunda (dava dışı) Dr. R..D...'a vekalet bıraktığı, ancak idarece vekalet anlaşması uygun görülmeyerek davacının 2023/Ağustıs ayı maaşından kesinti yapıldığı anlaşılmakta ise de; idarece, davacı ile Dr. R... D.... arasındaki vekalet anlaşmasının uygun görülmemesinin dayanağı olarak, davacının sağlık raporunu öğleden sonra gönderdiği, o saate kadar hasta mağduriyeti yaşanmadığı, bu nedenle yerine görevlendirme de yapılmadığı gösterilmiştir. Oysa ki yukarıda değinilen düzenlemelerde, vekaletin kabul edilip edilmemesinin, hasta mağduriyeti yaşanıp yaşanmaması ihtimaline dayandırılmadığı, kaldı ki sağlık hizmetlerinin önemine binaen, sürekliliğini sağlamak adına sağlık kurumlarında yeterli sayıda personel bulundurulmasının zorunlu ve gerekli olduğu, o ana kadar bir mağduriyet yaşanmamasının bu gerekliliği ortadan kaldırmayacağı açık olduğundan, bahsi geçen gün geçtikten sonra sunulan -bir mağduriyet yaşanmadığı- şeklindeki gerekçenin, davacının bıraktığı vekaletin kabul edilmemesine dayanak olarak kabulüne, dolayısıyla da takdir yetkisinin kamu yararı ve hizmet gereklerine uygun olarak kullanıldığının kabulüne olanak bulunmamakta olup, davacının 2023/Ağustos ayı maaşından kesinti yapılmasına dair işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır’’ şeklinde karar verilmiştir. Tüm hekimlerimize hayırlı olsun.
AHEF KAZANIR!