Sağlık Çalışanlarına Saldırı: İnsanlığın Sınırını Aşan Vahşet

23 mart tarihinde 15 sağlık çalışanı Gazze’deki yaralılara yardım için giderken İsrail askerleri tarafından hunharca katledilmişlerdir. Savaşın bile hukuksuz kabul ettiği sağlık hizmetlerine saldırı da bulunmak bir insanlık suçu olduğu kadar, insanlığın da sabrını taşıran bir fiildir. İnsanların en kutsal haklardan biri olan sağlık hizmetine dokunmak, o sınırın açıkça çiğnenmesidir.
 
Uluslararası hukuk ne der? Sağlık çalışanı, sağlık tesisi, ambulans; dokunulmazdır. Nerede olursa olsun, hangi inançtan, milletten olursa olsun, bir canı kurtarmak için orada olan kişi korunmalıdır. Çünkü sağlık hakkı, evrensel bir haktır. Çünkü insanlık, yaralının yanında eğilmiş bir beyaz önlüğe dokunmamakla başlar. İsrail, uluslararası hukuku hiçe sayarak bir kez daha savaş suçu işledi. Ama ne yazık ki, “medeni dünya” yine kör, sağır, dilsiz. Tıpkı Srebrenitsa’da olduğu gibi. Bugün dünyanın sessiz kalması, bu suçu normalleştirmektir. Zira adaletin olmadığı bir dünyada, hiçbirimiz güvende değiliz. Mazluma sırt çeviren her millet, gün gelir o mazlumluğun acısını kendi topraklarında yaşar.
 
Bu vahşet karşısında gözlerimizi kapatarak kendimizi koruyamayız. Bilimde, savunmada, siyasette ve vicdanda güçlü olmalıyız. Çünkü gerçek barış, ancak haklıların güçlü olduğu bir dünyada mümkündür.

PAYLAŞ: