"Kendi ellerinizle evladınıza kıyabilir misiniz? Gerekli kontroller yapılmadan çocuğunuz için aldığınız sağlık raporu, evladınıza yaptığınız en büyük kötülük olabilir" diyor aile hekimleri.
Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu, spor için gereken sağlık raporlarının neden Aile Sağlık Merkezlerinden verilmemesi gerektiğini, hazırladıkları video ile anlattı.
AHEF Genel Sekreteri Uzm. Dr. Erkut Coşkun, sağlıklı bir toplum için sporun önemine değindi ama uyarısını da yaptı:
"AHEF, sorumluluk bilinci ile yalnızca üyelerinin değil hizmet verdiği halkımızın haklarını da korumaktadır. Bilindiği üzere, aile hekimliği sisteminin ana öğesi, koruyucu hekimliktir. Yani bizler direkt halkımızdan sorumluyuz, yalnızca tedavi etmekle değil; gelişebilecek hastalıkların ve istenmeyen diğer sağlık problemlerinin önüne geçmekle de mükellefiz.
'Sağlıklı bir gelecek için sağlıklı bir toplum' görüşünden hareket etmekte; bu çerçevede mesleki eğitimlerle meslektaşlarımıza güncel bilgileri sunarken, vatandaşlarımızın sağlık okur yazarlığı düzeyini de arttırmayı hedeflemekteyiz.
Spor için gereken sağlık raporlarının öneminin, toplumda bulduğu karşılıktan çok daha ciddi olduğuna dikkat çekmek istiyoruz. Çünkü gerek genetik, gerekse çevresel faktörler nedeniyle erken yaşlarda kolesterol yükseklikleri, obezite, yüksek tansiyon, ve kalp krizleri görülmektedir. Sağlıklı birey olmak için spor yaparken, spor yapmak içinde sağlıklı bir birey olma şartı unutulmamalıdır. Bu sebeple rapor talep edilirken, hekiminizin tavsiyelerine ve kararlarına güvenmeniz gerekmektedir. Aksi durumlar malesef telafisi mümkün olmayan sonuçlara sebebiyet verecektir.
Strateji grubumuz, hazırladığı videoyla konunun önemine dikkat çekmeyi ve farkındalık yaratmayı amaçlamıştır. AHEF, hazırlamakta olduğu algoritmayla da meslektaşlarımıza, raporları hazırlarken izleyecekleri yol konusunda ışık tutacaktır."
Videoyu hazırlayan AHEF Strateji Grubu üyelerinden Uz. Dr. Levent Tuna Şengöz, raporlar konusunda hem aileleri hem de aile hekimlerini uyarmak için yazılı bir açıklama yaptı:
"Daha sağlıklı bir toplum için sporun yeri tartışılmaz. Aile hekimi ve aile sağlığı elemanları, kendilerine kayıtlı nüfusa sporun faydalarını anlatmalı, onları spor yapmaya teşvik etmelidir. Hukuki olarak, bir kişi 18 yaşının altındaysa ve profesyonel olmayan, yani sporcu lisansı gerektirmeyen bir spor faaliyetine katılmak istiyorsa, velisinin beyanı ile o spor faaliyetini yapabilir. Özellikle bazı belediyeler ve okullardan, aile hekimlerine yanlış yönlendirmeler olmaktadır bu konuda. Sadece sporcu lisansları için sağlık raporu gerekmektedir. Ancak ülkemizdeki pekçok rapor gibi, sağlık raporu da bir kağıt parçası gibi düşünülmektedir. Bazı aileler ve bazı spor klüpleri, gençlerin sağlık kontrolüne gereken ciddiyeti göstermemektedir. Bu konuda hekimlere de büyük sorumluluk düşmektedir. Hekim, böyle bir sağlık raporunu imzalıyorsa, tüm yasal sorumluluğu da üzerine alıyor demektir. Bu noktada yapılması gereken; ciddi bir anamnez almak yani hastanın öyküsünü detaylı araştırmak; ayrıntılı bir muayene yapmak ve gereken uzmanlık alanlarından konsültasyon almaktır.
Videomuzda da gördüğünüz gibi, spor yaparken rahatsızlanan birçok gencimiz hayatını kaybetmiştir. Çocuklarına sağlık raporu almak üzere aile hekimliklerine başvuran ebeveynler, o evlatlarımızı unutmamalı ve aile hekimlerinin talimatları doğrultusunda hareket etmelidir.
En değerli varlığımız olan çocuklarımızı elbette spor yapmaya teşvik etmeliyiz. Ama bunu yaparken gerekli özeni göstermekten de kaçınmamalıyız. Raporu bir prosedür gibi görmemeli, "Benim çocuğumun sağlığı, seçtiği spor için gerçekten uygun mu?" sorusuna yanıt aradığımızı unutmamalıyız.
Eğer çocuğunuz lisanslı spor yapacaksa sizlere tavsiyemiz, mutlaka hastanelerin spor hekimliği bölümüne başvurmanızdır. Genç sporcularda ani kardiyak ölümün başında %46 ile en yaygın kalıtsal kalp hastalıklarından biri olan hipertrofik kardiyomiyopatiler ve açıklanmamış ventriküler hipertrofi gelmektedir. Bu risk, ayrıntılı anamnez, EKG, gerekli durumda eko ve yine ayrıntılı muayene sonucu ile tespit edilebilmektedir. Bu durum, uzmanlık gerektiren bir muayenedir.
Epilepsisi teşhis edilemediği için havuzda hayatını kaybeden çocuklarımızı da unutmamak gerekir. Kardiyoloij ve nörolojik muayene olmazsa olmazdır."
Şengöz sadece aileleri değil kendi meslektaşlarını da uyardı "Şehir merkezlerinde çalışan aile hekimleri hastanelerin spor hekimliği bölümlerinden rahatlıkla faydalanabilir. Spor hekimliği birimi olmayan bölgelerde çalışan aile hekimlerine ise başvuran kişinin kardiyolojik ve nörolojik muayenesini iyi değerlendirmesini, gerekli konsultasyonları almasını tavsiye ediyoruz.
Verilen tüm raporlar elektronik ortamda süresiz bir şekilde saklanabiliyor. İleri de açılabilecek davalara karşı da aile hekimlerinin kendisini koruması, daha da önemlisi hata yapma lüksünün olmadığını anlayıp rapor konusunda bilimsel algoritmalar ile yoluna devam etmesi gerekmektedir. AHEF'in konuyla ilgili algoritması biz aile hekimlerine yol gösterici olacaktır. Sağlık raporları aile hekimince değil aile hekimlerinin kontrolu altında verilmelidir."