KIRIM KONGO KANAMALI ATEŞİ

KIRIM KONGO KANAMALI ATEŞİ

Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi keneler tarafından taşınan Bunyoviridea ailesinde Nairovirus grubundan tek sarmallı bir RNA bir virüsle oluşan, ölümlere neden olabilen zoonotik(hayvanlarla taşınan) karakterli bir bulaşıcı hastalıktır.

İlk defa 12. yy’da Tacikistan’da tanımlanmış, 1944-1945 yıllarında Rusya’nın Kırım bölgesinde ürün toplamaya yardım eden Sovyet askerlerinde görülmüştür. 1956 yılında da Zaire’de ateşli bir hastada Kongo virüsü tespit edilmiş, daha sonra bu iki hastalığın etkeninin aynı olduğu belirlenerek hastalık Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi olarak adlandırılmıştır.

Ülkemizde ilk olarak 2003 yılında tanı konularak tespit edilmiştir. Özellikle kenelerin aktifleştiği ilkbahar ve yaz aylarında Tokat, Sivas, Giresun, Gümüşhane, Bayburt, Erzincan, Yozgat gibi Orta Karadeniz ve Doğu Anadolu’nun kuzeyinde bulaşıcı kene türünün yaşam alanları ile ilgili olarak Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi hastalığını görmekteyiz.İnkübasyon (hastalık oluşturma) süresi kenenin vücuda tutunmasından sonra yaklaşık 1-3 gündür. Ancak 9 güne kadar uzayabilmektedir .

İlk belirtileri ateş, baş ağrısı, kas ağrıları, karın ağrısı, iştahsızlık, kusma, ishal, halsizlik gibi şikayetlerdir. Daha sonra boğazda, yüzde ve gözlerde kızarıklık olabilir. Daha ileri vakalarda deride ciddi morarma, burun kanaması ve ileri olgularda iç organlarda kanamalar şeklinde seyrederek karaciğer, böbrek ve dolaşım yetmezliği sonucu ölüme neden olabilmektedir.

Hastalığın spesifik bir tedavisi ve aşısı maalesef bulunmamaktadır. Tedavinin esasını destek tedavi seçenekleri oluşturmaktadır. Sıvı elektrolit bozukluklarının düzenlenmesi, oksijen desteği, gelişebilecek ikincil enfeksiyonların tedavisi önem arz etmektedir. Yüzde 4-5 oranında ölümcül seyretmektedir.

Hastalığın görülmesini azaltabilmek için kene popülasyonu pestisit kullanımı gibi yöntemlerle azaltarak kontrol etmek çok önemlidir. Ayrıca tarım ve hayvancılık alanında çalışan kişilerin de alacakları önlemler ile hastalığın yaygınlaşmasının önüne geçilebilir. Bu önlemleri kısaca şu şekilde sıralayabiliriz:

1. Tarla, bağ, bahçe, piknik alanları vb kırsal alanlara giderken veya hayvansal faaliyet içeren alanlarda bulunurken vücudu örten ve açık renkli giysiler giyilmeli.

2. Bu gibi riskli alanlardan dönüldüğünde kendisini ve çocuklarını kene yönünden kontrol etmeli.

3. Eğer vücutta kene tespit edilirse en yakın sağlık kuruluşuna başvurularak kenenin derhal çıkarılması sağlanmalı. Kene ne kadar çabuk vücuttan uzaklaştırılırsa hastalığın bulaşma riski o kadar azalmaktadır. Çıplak elle asla müdahale edilmemeli, keneyi çıkarmak için vazelin, alkol, kolonya, sıcak kibrit, sigara basma gibi uygulamalar asla yapılmamalı.

4. Önce eldiven giyip, mümkün olduğunca derinden cımbız veya forseps kullanılarak, kenenin kafa ve ağız parçaları ile birlikte parçalamadan çıkarılmaya çalışılmalıdır.

Kene ısırmasından sonra 10 gün içerisinde baş ağrısı, kusma, kas ağrıları gibi belirtilerle karşılaşırsanız mutlaka bir sağlık kuruluşuna başvurunuz.

Kentlerden kırsal bölgelere gittiğimiz veya kentlerde olsak bile piknik alanlarını sıkça tercih ettiğimiz bu bahar ve yaz aylarında, karşı karşıya kalabileceğimiz böylesi bir hastalığı tanımak ve önlemlerimizi alarak korunmaya çalışmak ve yapabileceğimiz uygulamaları bilerek ona göre davranmak her zaman kendi sağlımızı korumamızda çok önem taşımaktadır.

                                               

 

                                                                                                             Dr Emine Özden Gezer

                                                                                                                      Aile Hekimi        

                                                                                                           AHEF Basın Komisyonu Üyesi

 

 

Kaynaklar:

Sağlık BakanlığıHalk Sağlığı Genel Müdürlüğü

https://hsgm.sağlik.gov. tr

 

www.thd.org.tr

kirim-kongo-kanamalı-ateşi-s-sami-karti.pdf

 

 

PAYLAŞ: